26 Haziran 2009 Cuma

mana // camus

baştan söylemeliyim ki "a"ların şapkalarını çaldım.tdk kurallarıyla alakası yok.küçükken kafama hiç bir şapkanın olmamasından bu kıskançlığım.

geride bırakma hissi. şimdi gördüğün, bir daha ne zaman göreceğini bilemeyeceğin, asla bilmediğin pek çok şeye onların yanındayken özlem duymak.içimde dönüp dolaşan simsiyah şeyin uyuması, uyandığında beni simsiyah bulutların içine atıp bırakması. ah bir de şu abartmalar... manasızca görülen, duyulan her şeyi, her kelimeyi, her durumu bolca lafla abartmak. manasız. camus seni sadece bu sebepten sevdim. kabahtli olsak da olmasak da ne fark eder. her insan biraz kabahatlidir nasılsa. ama bunun bir manası yok dediğin için sevdim. bir de seni sevenleri sevdim.öylece sana olan hayranlıklarını anlatmalarını falan işte.onları sevdim.ama inan bana sadece o kadar. seni yarım bıraktığım için üzgünüm, yabancıya selamlar..

18 Haziran 2009 Perşembe

vals

dolup taşmadan, bir şeylerin kendiliğinden dökülmesine, akıp gitmesine izin vermeli. her şeye aynı anda sahip olamayanlardanız biz. yanlış zamanda düşlenmemiş ve kirlenmemiş yerlerde, yanlış kişilerin elini tutanlardanız. kendi seçimimiz bu. bile bile böyleyiz biz. başka türlüsünü de olamayız, düşündük de , olamayız galiba.

olsun. böyle olacaksa, olsun. kendiliğinden dökülmesine izin veriyoruz. zamanın avuçlarının içine bırakarak "artık taşacak bir şey kalmadı" diyoruz. çoktan dedik bile. olsun.

hınzır bakışlar, zekice kurgulanmış cümleler altında ezilmek olmasın sonu, yeter. zaman birbirimizi incitmek zorunda bırakmasın bizi. yoksa güzel başlarımız birbirimizin omzunda bulur yerini, gözlerimiz ellerimize düşer, ağlarız. " yok, bu sefer yok." der, ağlarız. yaparız. başka türlüsünü olamayız çünkü. öyle konuştuk. kendimizi öyle anlattık. kızılacak bir şey yok bunda. kendimizi bulmak için önce kaybolmaya izin vermemiz gerekiyordu. zamanın sinsiliğinde kaybolduk şimdi. başka başka yanlış zamanların dansını ediyoruz. yanlışlığı doğruluğu tartışılmayan, varlığı güzel bedenlerle huzurlu valsler yapmaktayız. olsun.

kendi devrimimizi yapmaksa istediğimiz, "danssız bir devrim düşleyemeyiz."

cancan"a...