18 Haziran 2009 Perşembe

vals

dolup taşmadan, bir şeylerin kendiliğinden dökülmesine, akıp gitmesine izin vermeli. her şeye aynı anda sahip olamayanlardanız biz. yanlış zamanda düşlenmemiş ve kirlenmemiş yerlerde, yanlış kişilerin elini tutanlardanız. kendi seçimimiz bu. bile bile böyleyiz biz. başka türlüsünü de olamayız, düşündük de , olamayız galiba.

olsun. böyle olacaksa, olsun. kendiliğinden dökülmesine izin veriyoruz. zamanın avuçlarının içine bırakarak "artık taşacak bir şey kalmadı" diyoruz. çoktan dedik bile. olsun.

hınzır bakışlar, zekice kurgulanmış cümleler altında ezilmek olmasın sonu, yeter. zaman birbirimizi incitmek zorunda bırakmasın bizi. yoksa güzel başlarımız birbirimizin omzunda bulur yerini, gözlerimiz ellerimize düşer, ağlarız. " yok, bu sefer yok." der, ağlarız. yaparız. başka türlüsünü olamayız çünkü. öyle konuştuk. kendimizi öyle anlattık. kızılacak bir şey yok bunda. kendimizi bulmak için önce kaybolmaya izin vermemiz gerekiyordu. zamanın sinsiliğinde kaybolduk şimdi. başka başka yanlış zamanların dansını ediyoruz. yanlışlığı doğruluğu tartışılmayan, varlığı güzel bedenlerle huzurlu valsler yapmaktayız. olsun.

kendi devrimimizi yapmaksa istediğimiz, "danssız bir devrim düşleyemeyiz."

cancan"a...

1 yorum:

  1. okudum da denebilecek tek şey "seni seviyorum!" olabilir burda. iyi ki varsın güzelim.

    YanıtlaSil